19 Haziran 2013 Çarşamba

İspanya U-20 Takımına Genel Bir Bakış

FIFA 20 Yaş Altı Dünya Şampiyonası bu yıl ülkemizde düzenleniyor. Eminim son derece güzel maçlar izleyeceğiz ve gelecekte adından söz ettirecek birçok yıldız adayını da görme şansımız olacak. Bu yazımda İstanbul grubunda yer alacak olan İspanya 20 Yaş Altı takımına göz atmak istiyorum.

İspanya takımı turnuvanın en önemli favorilerinden biri olarak Türkiye’de yer alacak. Geçen yaz Avrupa 19 Yaş Altı şampiyonasını kazanan 93-94 kuşağında son derece önemli yetenekler var. Burada takımın artıları ve eksileri üzerinde durmak ve yine size maçları takip ederken dikkat etmeniz gereken bazı isimlere değinmek istiyorum.

İspanya takımı özellikle hücum hattında önemli yetenekleri bünyesinde barındırıyor ancak geçtiğimiz yaz gelen şampiyonlukta takıma önemli katkı sağlayan Kepa Arrizabalaga’ya değinmeden geçemeyiz. Basklı kaleci takımın kuşkusuz en önemli isimlerinden biriydi ve gelecekte İspanyolların “Yeni Casillas”ı olabilecek potansiyelde. Ne var ki sakatlığı nedeniyle O’nun yer alamayacak olması İspanyol takımının en büyük handikaplarından biri olacak. Çünkü gerek Racing’li kaleci Sotres gerekse de Villarreal’li Adrian Ortola Kepa’dan geride isimler.

İspanya’nın kaledeki bu eksikliğinin yanı sıra yine savunmanın solunda 1995 doğumlu olmasına rağmen geçen yaz da bu ekip içinde yer alan ancak bu sezon ortasında yaşadığı talihsiz sakatlık nedeniyle bu turnuvada yer alamayacak Barça’lı Alejandro Grimaldo’nun eksikliği de önemli. Yine de Valencia’lı bir başka 1995 doğumlu Jose Luis Gaya bu yeri doldurabilecek çapta bir isim.

İspanya’nın savunması ise bana göre takımın en önemli sorunu gibi görünüyor. Çünkü göbekte oynayan isimler 21 yaş altı takımında yer alan Inigo Martinez ve Bartra gibi isimlerden çok gerideler. Buradaki değişmez isim Real’li Derik Osede. Hızlı ve yetenekli bir savunmacı, çok uzun da olmamasına rağmen hava hakimiyeti de fena değil ve hücumda gol tehdidi de olabilir. Partneri ise Sevilla’lı Israel Puerto. Diğer alternatif de Real Madrid’li Llorente. Athletic’li Ramalho ise buradaki bir başka eksik. Savunmanın göbeğindeki bu isimler takımın geri kalanına göre biraz daha alt seviyede görünüyor. savunmanın sağı ise savunma hattının kesinlikle en iyi yeri. Çünkü buradaki iki isim de hem yetenekli hem tecrübeli. Celta’lı Jonny geçen yaz ki şampiyonada Manquillo’nun ilk maçta sakatlanması üzerine forma giymeye başlamış ve etkili olmuştu. Bu sezon Celta ile A takımda oynayan Jonny birçok maçta yer aldı ve oldukça tecrübe kazandı. Buradaki asıl isim ise Atletico’lu Manquillo. Juanfran’ın olmadığı zamanlarda A takımda yer alan 1994 doğumlu, yetenekli oyuncu tam bir bek. Hem hücumda hem de savunmada komple bir oyuncu izlenimini veren Javier Manquillo dikkatle izlenmesi gereken bir oyuncu.

İspanya’nın en önemli hattı hücuma dönük orta saha ve hücum hattı ama oraya geçmeden önce orta sahaya da değinelim. Sevilla’lı Campana hem La Liga hem de Milli seviyede tecrübeli sağlam bir oyun kurucu. Hem defansif hem de ofansif özellikleri ideale yakın. Biraz ağır olması en büyük dezavantajı. Campana’nın yanı sıra bu bölgedeki diğer isim ise 94 kuşağından Atletico’lu Saul Niguez. Ağabeyi Aaron Niguez’de genç yaşlarda yıldızı parlamış ama sonrasında istenileni verememişti. Saul ağabeyi gibi ofansif bir oyuncu değil ama daha komple bir oyuncu. Çok sağlam, çok koşan ve teknik kapasitesi de iyi bir oyuncu. Oldukça da tecrübeli bu seviyede. İspanya takımının bundan sonra bahsedeceğim diğer bütün oyuncuları ise ofansif. Sadece Valencia’lı Bernat sol kanatta hem geride hem de ilerde oynayabilecek bir isim. Kısa ve hızlı bir oyuncu. Yeni bir Alba olur mu diye Valencia üzerinde duruyor.

Levante takımında bu sezon La Liga’da büyük çıkış yapan Ruben Garcia ismi bu turnuvada da dikkatle takip edilmesi gereken bir isim. Hızlı, teknik ve şutları isabetli bir oyuncu. Bu yaş grubu için de tecrübeli diyebiliriz. Racing’li Jairo ise gole dönük bir oyuncu ve kanatlarda da oynayabiliyor. Gol vuruşu iyi bir oyuncu. Ben genelde ikinci yarılarda düşüleceğini kanısındayım. Athletic’li Aketxe ise üçüncü kaleci Yanez ile birlikte bugüne kadar takımda izlemediğim iki isimden biri. Hakkkında çok bir şey söyleyemeyeceğim ama takımın as oyuncularından biri değil.

Gelelim İspanya’nın asıl gücüne. Suso, Oliver Torres, Denis Suarez, Gerard Deulofeu, Jese Rodriguez ve Paco Alcacer. Muhteşem altı futbolcu ve hepsi de geleceğin büyük yıldız adayları. Aynı anda bu takımda olmaları İspanya’nın en büyük artısı. Hepsi ayrı birer yazı hak ediyor ve zaten sitemizde bu yazılardan bazılarını bulabilirsiniz. Burada onlara az da olsa değineceğim.

Liverpool’la bu sezon birçok maça çıkan Suso, çok önemli bir orta saha oyuncusu. Cadiz’den 15 yaşındayken Ada yolunu tutan Suso, gününde olduğunda takıma büyük katkı sağlar. Dikkatle izlenmesi gerekiyor. Oliver Torres ismi bu sezon daha çok zikredildi. Atletico Madrid’le bu yıl birçok maça çıkan 94’lü Oliver giderek olgunlaşan bir orta saha oyuncusu. En önemli artısı diğerlerine göre hücum yeteneklerinin yanında savunmaya da yardımcı oluşu. Bana göre mükemmel bir oyuncu olacak ve eminim İstanbul’daki futbolseverler böyle bir ismi izledikleri için çok şanslı olacaklar.

Denis Suarez de Ada yolunu tutmuştu iki sezon önce. Celta’dan City’e giden Denis, Real ve Barça’yı redederek bunu yapmıştı. Tam bir 10 numara. Önemli yetenek. Kadrodaki bu bolluk yüzünden daha çok ikinci yarılarda tercih edilecek olsa da yedekten gelip önemli işler yapabilir. Kadrodaki en bilindik isim mutlaka Barça’lı Deulofeu’dur. Çocukluğundan beri izlenen ve ne zaman büyük yıldız olacak diye beklenen bir yetenek. Hızı, sürati, gol vuruşları, çalımları ile turnuvanın en büyük birkaç yıldız adayından biri. Barça B takımında bu sezon 20’ye yakın gol attı. Tek kusuru ise tanıdık, topu biraz çok seviyor. 17 numara ile yer alacak.

Jese Rodriguez’i daha önce görmeyenler ise Ronaldo’yu mu izliyoruz diyebilirler. Hızı, koşu stili, vuruş stili ile birçok açıdan Ronaldo’ya çok benziyor. Büyük yetenek ve geçen yaz da attığı gollerle gol kralı olmuş ve takıma büyük katkı vermişti. Bu sezon Segunda Division’da 22 gol atarak Butragueno’ya ait rekoru da egale etti. Takımın 10 numarasıdır dikkatle izleyin. Son olarak ise takımın tek klasik santraforu olan Valencia’lı Paco Alcacer’den bahsedelim. Alt yaş düzeylerinin önemli golcüsü. Umarım sonu Bojan gibi olmaz ama Paco çok komple bir santrafor. Bu sezon Getafe’de çok istenilen seviyeye gelememiş olsa da çok önemli bir golcü olacak.


Eminim ki yazacak çok daha şey vardı bu takım için ama daha fazla yazıyı uzatmak istemiyorum. Turnuva boyunca yine bol bol değinerek, analizler yapmaya çalışacağım. İstanbul’da yaşayanları bu yetenekleri mutlaka izlemelerini önemle tavsiye ederek, yazımı noktalıyorum. İyi Seyirler…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder